Türkiye'nin Gaziantep ilinde yaşayan 101 yaşındaki Fatma Nine, uzun ve sağlıklı bir hayatın sırlarını paylaştı. 1922 yılında dünyaya gelen Fatma Nine, yakınları tarafından sergilenen bir 'uzun ömür' örneği olarak dikkat çekiyor. Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı sayesinde, birçok insana ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Günümüzde 100 yaşına basan pek çok insan bulunsa da, Fatma Nine’nin durumu onu benzersiz kılıyor. Bu olağanüstü yaşa ulaşmasının ardında yatan en önemli faktörler arasında, kendisine dost olan 4 besin yer alıyor. İşte Fatma Nine'nin uzun yaşamından sorumlu tuttuğu o besinler:
Fatma Nine’nin uzun ömrünün sırrının başında, zeytinyağı yer alıyor. Türk mutfağının vazgeçilmez yağlarından biri olan zeytinyağı, antioksidan özellikleri sayesinde kalp sağlığını koruyor ve inflamasyonu azaltıyor. Fatma Nine, her sabah kahvaltısında zeytinyağı ile hazırladığı bir karışımı tüketiyor. Zeytinyağı sadece lezzet vermekle kalmayıp, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli olan A, D, E ve K vitaminleri bakımından zengin bir kaynak. Bu nedenle, zeytinyağı, Fatma Nine’nin günlük diyetinin ayrılmaz bir parçası. Ayrıca, zeytinyağının içerdiği oleik asit, bağışıklık sistemini güçlendirirken vücuda birçok fayda sağlıyor. Fatma Nine, zeytinyağının sadece yemeklerde değil, salatalarda da kullanılmasının önemine dikkat çekiyor ve bunun sağlıklı bir yaşam için büyük bir katkı sağladığını vurguluyor.
Bir diğer besin ise yoğurt. Geleneksel Türk mutfağında önemli bir yere sahip olan yoğurt, probiyotik özellikleri sayesinde sindirim sistemini destekliyor. Fatma Nine, gün boyunca mutlaka yoğurt tüketiyor ve bu alışkanlığın ona hem fiziksel hem de mental olarak güç kattığını düşünüyor. Yoğurt, vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren, ayrıca bağırsak sağlığına katkı sağlayan iyi bakteriler içeriyor. Bunun yanı sıra, yoğurdun kalsiyum zengini olması da kemik sağlığını koruyarak yaşlanma ile beraber görülen osteoporoz riskini azaltıyor. Yoğurdun günlük beslenmeye dahil edilmesi gerektiğini dile getiren Fatma Nine, özellikle yaşlılık döneminde sindirim sorunlarının önüne geçmek için bu besinin faydalarının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor.
Fatma Nine’nin sağlıklı yaşama dair sırlarını yalnızca bu iki besinle kısıtlamamak gerekiyor. Aynı zamanda, onun düzenli olarak yaptığı yürüyüşler, sosyal ilişkilerini canlı tutması ve stres yönetimi konusundaki becerileri de önemli bir yer tutuyor. Sağlıklı bir yaşamda beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivitenin ve psikolojik sağlığın da önemi oldukça büyük. Onun yaşamında, her gün düzenli olarak yaptığı hafif yürüyüşler büyük rol oynuyor. Dolaşım sistemini destekleyen bu küçük ama etkili aktiviteler, genel sağlığı olumlu yönde etkiliyor.
Fatma Nine, beslenme konusunda yalnızca bireysel olarak dikkatli davranmakla kalmayıp, aile üyeleriyle sağlıklı alışkanlıklar paylaşmayı da ihmal etmiyor. “Gençlerin de bu besinleri tercih etmeleri gerekiyor” diyor. Bu önemli bilgilendirmeyi, özellikle genç neslin unutmaması gereken bir ders olarak sunuyor. Zeytinyağı ve yoğurdun yanı sıra, gündelik beslenme alışkanlıklarına asırlardır süregelen geleneksel ürünlerin dahil edilmesi gerektiğini düşünüyor. Örneğin, kış aylarında yaptığı ev yapımı turşular, onun bağışıklık sistemini güçlendirirken vitamin alımını da artırıyor.
Yıllar boyunca evde uyguladığı doğal yöntemler ve atalarından öğrendiği tariflerle sağlıklı bir yaşam süren Fatma Nine, teknolojinin getirdiği zararlar ve yanlış beslenme alışkanlıkları karşısında genç nesli uyaran bir role de sahip. Uzun yaşamın sırrını sadece 4 besinle sınırlı tutmamaları gerektiğini, aynı zamanda yaşam tarzlarını da gözden geçirmeleri gerektiğini ifade ediyor. Aile değerleri, manevi bağlar ve sağlıklı alışkanlıkların birleşimiyle oluşturduğu bu yaşam tarzı, ona sadece sağlıklı bir kaç yıl değil, tam 101 yıl kazandırmış durumda.
Sonuç olarak, 101 yaşındaki Fatma Nine’nin hikayesi, sağlıklı bir yaşam için dikkatli beslenmenin ve doğru yaşam tarzının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Zeytinyağı, yoğurt, düzenli yürüyüşler ve sosyal ilişkilerini güçlü tutma fikri, gelecekteki nesillere aktarılması gereken değerli bir bilgi hazinesi oluşturuyor. Uzun yaşamak, sadece yaş değil, aynı zamanda o yaşı sağlıklı bir şekilde geçirebilmekle ilgili. Bu nedenle, bu önerileri dikkate alarak sağlıklı bir biçimde yaşamaya başlamak, gelecekteki hayat kalitelerini artıracaktır.