Son yıllarda dünya genelinde iklim değişikliği, siyasi çekişmeler, ekonomik belirsizlikler ve sosyal huzursuzluklar gibi etmenlerle birlikte "dünyanın sonu" fikri giderek daha fazla tartışılır hale geldi. Milyarderler ve yatırımcılar, bu durumdan etkilenmek istemeyen kesimlerden biri olarak öne çıkıyor. Onlar için, geleceğin belirsizliklerine karşı hazırlanmak artık bir zorunluluk. Özellikle son yıllarda arsa alımında ciddi artışlar gözlemleniyor ve bu durum, güvenli nokta arayışında olan pek çok zengin bireyin dikkatini çekiyor. İşte, bugünün zenginleri için "kaçış noktası" haline gelen ve gelecekte ayakta kalacak beş ülke.
Yeni Zelanda, doğal güzellikleri, güçlü sağlık sistemi ve düşük suç oranları ile bilinen bir ülke. Milyarderler, buradaki mülkleri ve tarım arazilerini yatırım amaçlı alıyor. Adaya özgü belirli coğrafi koşullar, Yeni Zelanda'yı felaketlere karşı daha dirençli kılıyor. Ayrıca, hükümetin sunduğu tarım teşvikleri ve sağlıklı yaşam tarzı, birçok zenginin dikkatini çekiyor. Ülkede oturum izni almak isteyenler için mevcut olan avantajlar, uluslararası yatırımcıların ilgisini artırmaktadır.
İzlanda, doğal kaynaklar açısından zengin bir ülkedir. Jeotermal enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları, onu sürdürülebilir bir yaşam için cazip kılıyor. Aynı zamanda, doğal güzellikleri ile ünlü olan bu ülkede, doğa ile iç içe bir yaşam sürmek mümkün. İzlanda'nın konumunun stratejik olması, olası felaket senaryolarında güvenli bir liman haline getiriyor. Milyarderler, burada mülk edinerek hem yatırım yapmayı hem de doğal yaşamın tadını çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca, ülke sakinleri, misafirperverlikleri ile öne çıkıyor ve bu da Yeni Zelanda'dan sonra İzlanda'yı cazip kılan diğer bir faktör.
Kanada, siyasi istikrarı ve geniş doğal kaynakları ile dikkat çekiyor. Milyarderler için bir başka ideal kaçış noktası olan bu ülke, aynı zamanda eğitim kalitesi ile de tanınmakta. Sağlık ve eğitim sisteminin güçlü olması, burayı özellikle yüksek gelir grubuna mensup bireyler için cazip kılıyor. Milyarderler, özellikle doğuda Toronto ve batıda Vancouver gibi şehirlerde arsa alımı yaparak, hem mülk değerinin artışına hem de yaşanabilir bir yaşam alanına sahip olmayı hedefliyor.
Avustralya, hem iklimi hem de yaşam standartları ile zengin bireyler için bir cazibe merkezidir. Ülkenin sunduğu fırsatlar arasında eğitim, sağlık ve güvenlik öne çıkıyor. Milyarderler, özellikle Sydney ve Melbourne gibi büyük şehirlerde arsa satın alarak yatırım yapıyorlar. Avustralya'nın iklimi, tarıma elverişliliği ve geniş açık alanları, çok sayıda yatırımcıyı buraya çekiyor. Ülkenin uzak konumu, potansiyel tehditlere karşı dayanıklılığını artırıyor. Bu nedenle, Avustralya, zenginlerin güvenli bir limanı olarak sıkça tercih ediliyor.
İsviçre, tarihsel olarak zenginlerin güvenli alanı olmuş bir ülkedir. Bankacılık sisteminin sağladığı gizlilik ve güven, burayı cazip kılıyor. Milyarderler, bu ülkede mülk edinerek hem varlıklarını koruma almayı hem de yüksek yaşam standartlarından faydalanmayı hedefliyor. Yüksek yaşam kalitesi, sosyal sistemin sağlamlığı ve siyasi istikrar, onu kriz dönemlerinin ideal merkezi haline getiriyor. Özellikle Alp Dağları çevresindeki mülkler, yatırımcıların radarında kalmaya devam ediyor.
Milyarderlerin dünya üzerindeki bu beş ülkeye olan ilgisi, kaçış planlama süreçlerini hızlandırmaktadır. Kriz senaryolarının gerçeğe dönüşmesi durumunda, bu ülkelerde yapılacak yatırımlar, maddi varlıkların yanı sıra gelecekteki huzuru da garanti altına alacaktır. Zengin bireylerin gözünden kaçma ihtimali olmayan bu durum, sadece ekonomik bir karar değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi tercihidir. Kaçış noktaları, yalnızca zenginlikleriyle değil, aynı zamanda sundukları güvenli yaşam alanları ile de ön plana çıkmaktadır.