Bir zamanlar sağlıklı ve neşeli bir çocuk olan 8 yaşındaki Meryem, şu anda sıradan bir çocuğun oyunlarına katılmayı hayal ediyor. Ancak, yetersiz beslenme ve ailesinin maddi durumu nedeniyle Meryem'in hali içler acısı. 25 kilogramdan 10 kiloya düşen Meryem, açlıkla mücadelesinde yalnız olmadığını bilerek yaşamaya devam ediyor. Bu olay, sadece Meryem’in ailesini değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerini de hareketlendirmeye başladı. İşte bu destanı yazan Meryem ve savaşına tanıklık edenlerin hikayesi.
Meryem, sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın ardından ülke genelinde ilgi odağı haline geldi. Ailesinin maddi durumu, temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar kötü. Babası işsizlikle mücadele ederken, annesi de evdeki diğer çocuklarıyla birlikte Meryem'e yeterli besin sağlamaya çalışıyor. Meryem, açlık hissettiğinde annesinin yanına koşarak “Anne, yine açım!” demekten çekinmiyor. Ancak annesi, ne yazık ki ona yeterli yiyecek sunamıyor. Meryem’in hayatı, yiyecek aramakla geçiyor ve bu durum onun sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Meryem, kaydettiği kilo kaybıyla sadece kendisini değil, ailesini de olumsuz etkiliyor. Maddi zorlukların yanında, çocuğunun sağlığındaki bu düşüş, ebeveynlerinin psikolojik durumunu da etkiliyor. Onlar için en acı verici durum, Meryem'in gülümseyerek “Anne, bugün ne yiyeceğiz?” sorusunu sorduğunda yüzündeki çaresizliğin artması. Bu nedenle, Meryem’in durumunu değiştirmenin tek yolu, toplumsal bir dayanışma yaratmak olarak görülüyor.
Haberin duyulmasının ardından birçok sosyal medya kullanıcısı ve sivil toplum kuruluşları, Meryem ve ailesi için yardım kampanyası başlattı. Yerel halk, gıda bağışında bulunarak aileye destek olmaya çalışıyor. Ayrıca, birçok kişi Meryem’in sağlıklı bir şekilde beslenebilmesi için maddi yardımda bulunmak amacıyla harekete geçti. Bu süre zarfında Meryem'in hikayesinin yayılması, aynı zamanda ülke genelinde benzer durumda olan diğer çocukları da gündeme taşıdı. Toplum, bu tür olayların önlenmesi için daha fazla sosyal politika geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Meryem'in durumu, açlık ve yetersiz beslenmenin sadece bireysel bir mesele olmadığını, toplumsal bir sorun haline geldiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Herhangi bir çocuğun yiyecek bulmakta zorlanması, toplumun refah seviyesini sorgulatıyor. Çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanması, geleceğe yönelik umutlarımızı da şekillendirmektedir. Bu nedenle, halkın da desteğiyle birlikte Meryem ve benzer durumda olan diğer çocuklar için daha sağlıklı bir gelecek yaratmak mümkün olabilir.
Sonuç olarak, yaşamı boyunca dikkat çeken Meryem, açlık ve yetersiz beslenmenin ne denli tehlikeli bir sorun olduğunu tüm dünyaya hatırlatıyor. Meryem’in hikayesinin duyulmasıyla birlikte bu sorunla ilgili farkındalık artarken, herkesin elini taşın altına koyma zamanı geldiği gerçeği de net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu çabaların sadece Meryem için değil, tüm ihtiyaç sahibi çocuklar için hayati öneme sahip olduğunu unutmamak gerekiyor.