Amerika Birleşik Devletleri'nin eski başkanı Donald Trump, Kanada hükümetine yönelik sert açıklamalarda bulundu. Ekonomik ilişkilerdeki gerginliği artıran bu durum, hem Kanada hem de ABD için önemli sonuçlar doğurabilir. Trump, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, Kanada'dan yapılan bazı ürünlere yüzde 35 oranında ek vergi uygulanacağını duyurdu. Bu hamle, iki ülke arasındaki ticaretin geleceğini de sorgulatacak nitelikte.
Eski başkan Trump, Kanada'nın ticari uygulamalarını uzun zamandır eleştiriyor. Gerekli gördüğü nedenlerden biri, Kanada'nın Amerika’ya daha fazla mal satışı yaparak kendi ekonomisini koruma çabası olarak öne çıkıyor. Trump, bu durumun ABD sanayisine zarar verdiğini savunarak, Kanada’yı yüksek vergilerle tehdit etti. Bu açıklamanın ardında yatan bir diğer neden ise, Trump’ın siyasi yeniden yapılanma çabası olarak değerlendiriliyor. Teksas ve Florida gibi eyaletlerdeki destekçileri arasında Kanada’ya karşı olan bu sert tutumunun, kendi oy tabanını güçlendireceği düşünülüyor.
Trump’ın bu çıkışı, iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerini ciddi manada etkileyebilir. Kanada, ABD için en büyük ticaret ortaklarından biri ve bu tür bir vergi, iki ülke arasındaki ticaret hacmini büyük ölçüde tehdit ediyor. Uzmanlar, eğer bu vergi devreye girerse, Kanada'dan birçok ürünün fiyatlarının artabileceğini, bunun da eninde sonunda Amerikan tüketicisine yansıyacağını belirtiyor. Özellikle otomotiv ve tarım sektörlerinde büyük kayıplar söz konusu olabilir.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise bu duruma hemen yanıt vererek, Trump'ın tehditlerine karşı kesin bir duruş sergiledi. Uluslararası ticaretin karşılıklı yararlar üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Trudeau, Kanada'nın bu tür tehditlerden korkmayacağını ve gerektiğinde yanıt vermekte kararlı olduklarını ifade etti. Kanada hükümeti, Trump’a karşı diplomatik yollardan çözüm arar iken, iş dünyası da bu tür belirsizliklerin yarattığı ekonomik kaygılara odaklanmak zorunda kalıyor.
Yüzde 35’lik vergi tehdidi, Kanada'nın birçok sektörü için ciddi bir tehdit olarak görülse de, aynı zamanda Amerika’daki tüketiciler için de yeni fiyat artışlarına yol açabilir. Ekonomistler, bu durumun her iki taraf için olumsuz ekonomik yansımaları olabileceğini ifade ediyor. Gözler, hem Kanada’nın hem de ABD yönetiminin konuya nasıl bir yanıt vereceğine çevrilmiş durumda.
Gelişmelerin takip edilmesi gereken bir süreç olduğu aşikâr. Trump'ın bu tehditi yalnızca Kanada ile olan ilişkilerini etkilemekle kalmayacak, uluslararası düzeyde ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesine de neden olabilir. Bu tür gelişmeler, global ekonomiyi doğrudan etkileyen ve belirsizlik yaratan faktörler arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Trump’ın yüzde 35’lik vergi tehdidi, hem ticaret hacmini etkileyecek hem de siyasi bir machiavellizm örneği olarak değerlendiriliyor. Gelecek günlerde, iki ülke arasında daha fazla gerilime yol açacak bu durumun nasıl evrileceğini izlemek oldukça önemli. Kanada ve ABD hükümetlerinin bu sorunu nasıl çözmeye çalışacağı ise dünya genelindeki ekonomik iklimi etkilemeye devam edecek.